Perşembe, Temmuz 05, 2007

GERÇEĞİ ARAMAKTAN VAZGEÇİN !


Aramayın. Gerçek hep oradadır. Dolayısıyla, aramanıza gerek yok. Sorun beş duyuda ve duyularla başlayan süreçte. Duyularınız şahane araçlar, kullanın ! Ama “kullanın”, O sanmayın! Çünkü gerçeği sizden gizleyen şey de bu araçlar. Uzun zamandan beri düşündüğüm ama bulmak için de çaba sarfetmediğim bir soru var aklımda; doğuştan sağır, dilsiz ve gözleri görmeyen bir kişi, düşünürken hangi lisanı kullanır ?

Cevap; galiba gerçeğin lisanı.

İşte bu nedenle diyorum ki gerçeği aramaktan vazgeçin. Çünkü ararken ya duyuları ya da düşünce ve duygu döngüsünü kullanıyoruz. Bu durumda da bulduğumuz şey gerçek olmaktan çıkıyor. Göz sadece farklı renkleri görüyor, oysa ki gerçek, bütün renkleri aynı anda içeriyor. Kulak sadece farklı sesleri duyuyor, oysa ki gerçek, bütün sesleri aynı anda kendisinde barındırıyor. Zihin bir anda sadece bir şeyi düşünüyor, oysa ki, gerçek tüm düşünceleri aynı anda var ediyor. Ve bütün bunlar saatin her “tık” sesinde birden oluyor. Neyi arıyorsunuz ?

Şimdi, görmeyin, duymayın....dokunmayın.....

eeeee ! ne yapalım ?

Yaratıma katkıda bulunun.

Neyi ?

Gerçeği.

1 yorum:

Ali Karakuş dedi ki...

Doğuştan sağır ve kör bir yazar var; Helen Keller. Konuşmayı da çok sonraları "su" kelimesinden başlayarak uzun çabalardan ve özel öğretmenlerle çalışarak başarabilmiş. Diyor ki; "Eğer yeterince sevebilseydiniz dünyanın en güçlü insanı olurdunuz." ve bir de; "Hayat ya cesur bir tecrübedir ya da hiçbir şey değildir."