NE ZAMANA KADAR
A : Kafam karıştı, “Ne yapmalıyım ?”
B: Beeep yanlış soru. Daha iyisi var.
A: Ne soracağım peki ?
B: Bilmem denemeye devam et. Daha büyüğü var.
A: “Hangisi en fazla faydayı sağlayacak ? ”
B: Beeep yanlış soru. Daha ötede var.
A: Hah buldum, Serdar diyordu ki esas soru “Nasıl olmalıyım?”
B: Beeep yanlış soru. Sen, kimsin ki ?
A: Haaa !!! doğru soru “Ben kimim ?” öyle mi ?
B: Beeep yanlış soru. Ben kimim diyen, kim ki ?
A: Kafam daha çok karıştı.
B: Güzeel zaten şu anda kafana ihtiyacın yok.
A: Ne ??? Nasıl çıkacağım bu düşüncelerin ve duyguların içinden ?
B: Ötesine bak. Düşüncelerin, düşündüğün anda eskiyor. Yeni durumu eskiyle zaten çözemezsin.
A: Söylesene, ne yapmalıyım ?
B: Gördün mü ? Yine aynı yere, en başa döndün. Yazının başında da “ne yapmalıyım ?” diye soruyordun.
A: Lütfen, bu durumdan kurtulmak istiyorum.
B: Duygularının ve düşüncelerinin ötesindeki yere bakmazsan hep böyle dönüp duracaksın. Binlerce yıldır söylüyorlar, dinlesene ! Ne zamana kadar eskimiş düşüncelerinin ve sadece hayatta kalasın diye verilmiş duygularının esiri olarak yaşamaya devam edeceksin ? Ne zamana kadar deneyimden deneyime koşarak anlamaya çalışacaksın. Dinlemiyorsun ! Binlerce yıldır söylüyorlar, ne zaman bakacaksın duyguların ve düşüncelerin ötesine....ne zaman merak edeceksin ötede ne var diye ? Ne zamana kadar kaçacaksın “KENDİN” den. Hadi !